1. youreads üyelerinden tavsiyeler başlığını ilk gördüğümde kan beynime sıçradı. youreads üyeleri de kim oluyorlar ki millete tavsiyeler verip büyüklük taslıyorlar dedim, başlığa ayar verme niyetiyle girip bi bardak soğuk su içip geri çıktım. sonradan kendimin de youreads üyesi olduğumu hatırlayıp soğuk bi duş aldım.

    daha ilk günden ferahlamak için yoğurtlu sosun değil bi bardak suyun da yettiğini öğrettin youreads, yazdım bunu bi kenara.
  2. tanim etkinliginde girilen tanimlari eksileyen bi forumcu var aramizda, adamin ekmegine tas koyduk, 2 gun idare etsin artik canim o kadar mazimiz var. (*:swh)
  3. kendimi bazen pamuk şekerin etrafına dolandırıldığı tahta çubuk gibi hissediyorum.

    etrafıma türlü dolaplar döndürülerek ilmek ilmek yapıştırılmış mutluluklar bir bedel karşılığında bizi yapan usta tarafından haketse/ haketmese birilerinin eline emanet ediliyor.

    kendisine emanet edilen etrafı mutlulukla çevrili bu gariban tahta çubuğu alelade bir nesneyi yere düşmesini umursamayacak şekilde sadece 2 parmağını kullanarak tutan yaratılmışların en aşağılığı olması muhtemel şımarık insan mahlukatı tarafından aç gözlülükle ve hırpanice büyük lokmalar şeklinde koparılan mutluluk; koca lokmanın ağızda dağılıp gitmesiyle kimseye yar olmuyor.

    elde kalan bir tahta çubuk, bir mutsuz insan. olansa aslında hiç varolmadığını kanıtlarcasına ilk fırsatta eriyip giden mutluluğa oluyor. halbuki gereksiz yere dokunulmasa, hem uzaktan görenler bu çubuğun etrafı mutlulukla çevrili sanıp bir nebze huzurla geçip gidecekler yanından ve de hem hangi kavaktan yontma bilinmez bu gariban çubuk etrafı toz pembe hùlyalarla çevriliyken kendini mutlu zannedebilecek.
  4. bugün 18 yorum yazmışım, bununla birlikte 19.

    artık nasıl bi can sıkılmasıysa bu geçmek bilmedi.

    bugün de böyle olsun bakalım.
  5. avrupa'da şu anda tek sorunu haftasonu john'un barbekü partisine mi katılsam yoksa antony'ninkine mi şeklinde olan adamlar var ciddi ciddi.

    bize nasıl bi ortamı reva görsün allahım, nelerle uğraşıyoruz yahu ?
  6. universitede mat3 dersini 5 sefer aldim. 5incisinin final sinavinda hocaya not yazmistim ''hocam 50 vermezseniz okul uzuyor, benim bu dersi gececegim yok'' diye. final sorularinin anca yarisini cevaplayip sonuca da gidememistim.

    sagolsun tam da 50 gelmisti final notu.

    ara ara aklima takilir, mezun olmami bu kadar isteyen kadin 4 sefer niye biraksin, '''dus artik yakamdan be cocuk" demek istemis olmasin yoksa.
  7. bugün kendime yakıştıramadığım bir şey yaptım papaz efendi, suçumu sana ötmeliyim.

    şirketteki bi arkadaşla basketbol hakkında konuşurken durduk yere gaza geldik, teke tek maç yapsak sen yenersin ben yenerim derken bir baktım ki yemeğine iddiaya girdik. ben efendi efendi takılırken ofisten diğer arkadaşların yanında boyunu aşan iddialarında ısrar etti, ben de madem öyle bizim katı da iddiaya dahil edelim dedim, onlara da ısmarlasın yenilen dedim. güle oynaya kabul etti. bu arada yemek yiyeceğimiz yer yaşadığım şehirdeki pahalı bir steak house'cu.

    arkadaşa söylemeyi unuttuğum nokta : lisanslı eski basketbolcu olmam.

    vereceğim nokta: eli.
  8. ofiste mesainin başlamasının üzerinden 20 dakika, çaycının çayımı getirmesinin üzerinden 12 dakika, odamdaki öküzün sabahın köründe çekirdek çıtlamaya başlamasının üzerinden 4 dakika geçti.

    sahi gırtlak ne demekti ? ümük ne demekti ve neden sıkılırdı ?
  9. herhangi bir sözlükte yönetici (*:not moderator baby) olsam kendini ön plana çıkarmayı seven kullanıcıların özel mesajlarını okur, üyelikte verdikleri mail adreslerine bakar cool tavırları arkasındaki çiğliğe ve sığlığa bakıp bakıp dalgamı geçerdim içimden.

    yazınca farkettim meğer ne pis adammışım, ben de ilkokuldaki spor kolu başkanlığından sonra niye daha iyi bi konuma gelemedim bunca yıldır diyordum. (*:swh)